Avrupa turumuz devam ederken bugün Avrupa Rüyası otobüsümüzle Hırvatistan’dan Bosna-Hersek sınırını geçip Mostar‘a geldik. Bu şehrin ismi Neretva Nehri üzerindeki 16. yüzyıl Osmanlı eseri olan köprüden geliyor ve “köprü bekçisi” demekmiş.
Mostar Köprüsü‘nün savaştayken Hırvat topçularca yıkılışının çekimini internette izlemiştim. Yugoslavya Savaşı sırasında köprüye ilk saldırıyı 1992 yılında Bosna’da yaşayan Sırplar düzenlemiş. 9 Kasım 1993’te Hırvat tankları köprüye daha şiddetli saldırmaya başlamış ve o gün köprü yıkılmış.
Savaş sırasında yıkıldıktan sonra karşıya geçmek için basit bir asma köprü yapmışlar. Savaş bitince İngiliz güçleri yıkılan köprünün yerine geçici bir demir köprü yapmış. Dünya Bankası, UNESCO, İtalya, Türkiye, Hırvatistan, Hollanda, Avrupa Kalkınma Bankası desteği ile Türk şirketi ER-BU tarafından onarılan köprünün orijinal taşlarını Macar ordusundan dalgıçlar nehir yatağından bulup vinçlerle çıkarmış ama suyun içinde bozulmaya uğrayan taşlar yapıda kullanılalamamış. O yüzden kapalı olan taş ocağı tekrar bu iş için açılıp aynı ocaktan çıkarılan taşlar köprünün yapımında kullanılmış.
2004’te aslına uygun olarak onarılan, daha doğrusu yeniden inşa edilen köprü, topluluklar arasında bir köprü oluşturması umuduyla açıldı. Fakat burası hala bölünmüş bir kent. Hırvatlar ile Boşnaklar arasındaki savaşta cephe sınırını oluşturan HrvatskihBranitelja Bulvarı, bugün de şehirde Hırvat ve Boşnak bölgelerini ayırıyor. Kurşun delikleri hala etrafta görülebiliyor. O yüzden bu caddede yürümek insanı biraz rahatsız ediyor.Hırvatlar ve Boşnaklar ayrı yerlerde oturuyor, ayrı dükkanlardan alışveriş ediyor, ayrı kafelere gidiyor.
Mostar Köprüsü, ayrıca cesur sporcular tarafından bir atlama platformu olarak kullanılıyor. Buradaki genelek şu; şehrin erkekleri, nişanlılarına cesaretlerini ispatlamak için düğün öncesinde köprüden atlıyorlar. Bugün ise 30 metre uzunluğunda, 24 metre yüksekliğindeki bu köprüden nehre, parasını aldıları turistlere gösteri yapmak için atlıyorlar.
Burada bol bol köfte yedim, zaten ufacık olan şehri nerdeyse tüm sokaklarını gezdim. Bu küçük ama oldukça meşhur şehri siz de görmek isterseniz Avrupa Rüyası tarafından düzenlenen otobüsle Avrupa turuna katılmanızı öneririm. Oldukça ekonomik ve neredeyse tüm Avrupa’yı size gezdiren bir tur.